Son zamanlarda yapılan araştırmalar bireylerin olduğundan daha fazla oranda dijital içerik ile haşır neşir olduğunu gösteriyor. Mevcuttaki bu durum, beynin ödül algısını yaratan bölümünü aktifleştirerek alışkanlık durumunun ve hatta bağımlılık durumunun ortaya çıkmasına sebep oluyor. İşte Silikon Vadisi’nde Dopamin Orucu..
Dopamin Aslında Ne?
Dopamin beyinde salgılanan önemli bir hormondur. Sinir hücreleri ile iletişimin kesintisiz bir biçimde kurulmasını sağlar. Dopamin çoğunlukla serotonin gibi hareket ettiğinden “mutluluk hormonu” şeklinde de adlandırılır. Beynin, öğrenme karşısında verdiği tepkiyi de dikkatli bir şekilde analiz ederek kontrolünü sağlar.
Bireyin sağlıklı bir hayat düzenine sahip olması dopamin seviyesinin, dengeli ve yüksek seyretmesine yardımcı oluyor. Bu durumun aksi hallerde ise dopamin seviyesindeki düşüş stres ve anksiyete durumları üzerinde tetikleyici rol oynuyor..
Dopamin orucu Silikon Vadisi’ni etkilemeye başladı.
Silikon Vadisi’nde Dopamin Orucu
Son zamanlarda özellikle de teknolojik yeniliklerin ciddi oranlarda artış gösterdiği dönemlerde dünyadaki merkezi konumundaki Silikon Vadisi’nde, aralıklı oruç adındaki beslenme yönteminin teknolojiye adaptasyonunda artış görülüyor.
ABD’nin San Francisco şehrinde bulunan Silikon Vadisi bünyesindeki üst düzey yöneticilerin bir çoğunun son zamanlarda ” Dopamin Orucuna” yöneldiği ifade edildi.
Sosyal Medya Yerini Kitaplara Bıraktı
Teknolojik anlamda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin, 24 saatlik yaşam düzenleri incelendiği zaman araştırmalar; teknolojinin birey hayatı içerisinde çok ciddi bir yeri olduğunu ortaya koyuyor. Örneğin; Amerikalılar 24 saatlik yaşam düzenlerinin ortalama 11 saatini sosyal medya uygulamaları ve teknolojik iletişim ürünleri ile geçiriyor.
Üst düzey yönetici ve yatırımcılarla yapılan çalışmalar, ofis ortamında gerek teknolojinin gerekse de yemek yemenin bile bağımlılık unsurları olduğunu ortaya koydu.
Teknolojiye olan düşkünlük, insanları mutsuzluğa sürüklüyor.
Araştırmalar, yeme alışkanlıklarını esas alan bu aralıklı oruç yöntemini örnek göstererek aslında teknolojiden devamlı uzak durmanın gerçekçi olmadığını fakat belli bir zaman dilimi için bunun mümkün olabileceğini gösteriyor.
Sosyal medya uygulamalarında vakit geçirmek veya internet gündemini takip etmek; beynin konsantrasyon süresini düşürdüğü gibi bireyin duygularını kontrol etmesini de zorlaştırıyor.
Devamlı uyaranlara maruz kalmak bir süre sonra dopamine karşı gösterilen hassasiyeti azaltıyor; yani birey dopamin yoksunluğu içerisine giriyor. Bu nedenle bireyin teknoloji ile olan bağında bir düzenlemeye gitmesi gereklilik arz ediyor.
Teknolojiden kopmak mümkün mü?
Günümüzde alacağımız kıyafete kadar teknolojik olanaklardan yararlanarak hayatımızı kolaylaştırdığımızı düşünüyoruz. Gezerek görerek ve dokunarak motor nöronlarımızı harekete geçireceğimiz halde bunu teknoloji ile gerçekleştiriyoruz. Peki, gerçekten içerisinde bulunduğumuz hayatı yaşıyor muyuz?
İşte bu nedenle, geceleri yatmadan en az bir saat evvel bilgisayar kullanımını durdurmak, hafta sonları zihni boşaltmak için uğraş edinmek, biraz olsun kendinizle kalmak teknolojinin görünmeyen bağlılığından kurtulmak için etkili yöntemlerdir.